24 Ağustos 2009 Pazartesi

| 'Demirci Evleri'ne Etnoarkeolojik bakış |

.
.

.

.

.
.
Geçtiğimiz yıl, Güvercinkayası Kazı Ekibine dahil olarak Almanya'dan gelen Mimarlık Tarihi bölümü mensubu bilim adamı heyeti, Tarihî Demirci Evleri'nin belgelenmesi (tescili) ve mimarî çizimlerinin yapılması konusunda bir proje gerçekleştirdi. Bu yıl, benzer bir çalışma daha geniş bir ekiple gerçekleştirilecek.

ETNOARKEOLOJİ NEDİR: Etnoloji ve Arkeoloji terimlerinin birleştirilmesinden oluşturulan bir birleşik terimdir. Temelde Etnoloji'nin yöntemlerini benimsemesine rağmen, asıl amacı Arkeolojik buluntuları daha iyi yorumlayabilmek ve anlamaktır. Günümüzde kullanım gören geleneksel aletlerin yapımı, kullanımı gibi ya da geleneksel mimarinin anlaşılması, evlerin nasıl yapıldığından nasıl terk edildiğine, terk edildikten sonra görülen süreçe kadar çok çeşitli araştırma konuları olan bir alt disiplindir. Çanak çömlek yapımının çeşitli aşamaları, kullanımı, kullanımdan çıkması, taş alet yapımı, mimari malzemenin edinimi, kullanımı, farklı mimari öğelerin kullanımı etnoarkeolojinin ana konularını oluşturur. Onun dışında etnoarkeoloji insanların nasıl örgütlendiklerini, günlük etkinliklerini, birbirleriyle olan ilişkilerini, bir toplumdaki hiyerarşik yapıyı ya da cinsiyet ayrımı gibi konuları anlamak için de kullanılır. KAYNAK:
Vikipedi

21 Ağustos 2009 Cuma

| Kaybettiklerimizden: Camız ve yavrusu boduk |

.
İçinde su, sazlık, bataklık vb. yaşam unsurların olduğu her yerde, suyu çok seven bu güzel hayvancağızdan da mutlaka bulunur ki Demirci'de ona "camız" derler. Güzel olan herşeyde bir değişme, azalma, kaybolma, yitme olduğuna göre camızda durum nasıl bakalım:
.

.
Kasabada 500 civarında büyükbaş, 5.000 civarında da küçükbaş hayvan mevcuttur. Bu sayı, kasaba ölçeğine göre azdır ve maalesef giderek de azalmaktadır. Ancak en dramatik azalma ('yok olma' mı demeliydik!) 'camız' adlı (Türkiye'nin farklı yörelerinde camış, kömüş, manda, malak olarak bilinen) büyükbaş hayvanda görülmüştür. 20-25 yıl öncesinde (çok değil, 85-90 sonrası) o dönemin büyükbaş hayvan (inek) sayısı kadar bulunurken sayıları ne yazık ki 1-2 tane kaldı! Onlar da gidince çocuklarımız, bir zamanlar sürü oluşturacak kadar çok olan bu hayvanı artık ve herhalde internetten göreceklerdir. Belki de bir hayvanat bahçesi kurulur kasabaya kim bilir!

Biz de her ihtimale karşı, bir camız (manda) ve yavrusunun (boduk) fotoğrafını, nostaljik (!) bir unsur ve görsel hafızayı kaybetmeye karşı önlem (!) olarak çocuklarımız görebilsin diye ekledik.
.

FOTOĞRAF: Baki Türen