14 Haziran 2016 Salı

| "Çocukluk düşlerinde cennete bağlı bir yerdi sanki, Demirci" |















Bayram Emlik'in Facebook sayfasından bir yorum*:

"çocukluğumun yokuşu...
harman zamanı, 'zara'yı (zahire) eve taşırken o yokuşta zorlanan atlar...
yaz günü, erken bayram sabahlarında, kahve kokusunun süslediği köy odasında tadı, şimdilerde hiç olamayan yemekler...
uzun gecelerde, temposu değişen saat tik tak'larına gürül gürül çağlaşıyla eşlik eden ırmak...
sanki bir western sahnesi: aşşoba'yı (aşağı oba) doldurup harman yoluna doğru taşan sürüler...
ve sanki balta girmemiş amazon ormanı, baştan başa kavaklıklar...
billur ırmak, gümüş balık, serin çeşme; gölgeli bağ yollarında toz, toprak...
uçsuz bucaksız gibi gelen harman yığınları...
kumluk'un beton zemininde, ahşap tekerine geçirilmiş metal çemberiyle gümbür gümbür iç titreten, dört nala at arabaları...
'gurbet'ten gelmiş bir çocuğun merakına: kurbağalar, kazlar, kuzular, taylar, boduklar...
konaklara özenen evler, o evlerde fesli ebeler, köstekli, kasketli dedeler...
ahırlar, samanlıklar, odalar, odalar, odalar...
köy, çocuk düşlerinde cennete bağlı bir yerdi sanki...
artık hiçbirisi yok!"



"...o 'yokuş', şimdi korku filmlerine 'doğal' set!"

ALINTI: Helâk filmi, set fotoğrafı.

Hiç yorum yok: